17 Mart 2010 Çarşamba

İyi oran

Bahisçileri anlamak mümkün olmuyor bazen. Değil Stamford Bridge'de, Mars'ta bile oynansa; bir futbol maçında Mourinho'nun yönettiği 11 adamın galibiyetine bu kadar yüksek oran vermek ahmaklıktır. En son Porto'nun başındayken 5,25'lik bir oranla aşağılanmıştır belki de Portekizli. O zamanlar verilen yüksek oranı görse aşağılanmak olarak algılamaz, sadece yanıldıklarını kanıtlamak isterdi bahisçilerin. Bugün ise durum farklı. Gelmiş geçmiş en iyi teknik direktörlerden biri Inter'in başında Londra'ya gidiyor ve galibiyetine verilen oran 5.25, bunun adı küçümsemektir. Maçtan önce bu oranın Inter için şans olduğunu çünkü futbol dahisine artı motivasyon katacağını düşünmüştüm. Öyle de oldu. Beklediği gol geldi ama bağıra bağıra geldi. Sahanın tanrısıydı. Sanki herşey O'nun kontrolündeydi, kaderini yazmıştı Chelsea'nin.

Büyük ihtimalle Mourinho maçtan önce milyon dolar yatırmıştır bu aşağılanmanın hesabını kesmek adına. Hatta ofansif kadroyla bile bu yüzden çıktığını düşünüyorum. Bir de şu galibiyetten sonra, bahisçilere, meşhur ukala göndermelerinden birini yaparsa hiç şaşırmam, çok da hoşuma gider; ya da belki sadece parasını beşe katlamış olmanın ama daha çok bahis şirketini zarara uğratmış olmanın keyfini sürer sessizce.

Chelsea Mourinho'suz ilk sezonda Fenerbahçe'yi zor elemiş fakat aynı sezon şampiyonlar ligi finalini John Terri'nin penaltıyı atarken ayağının kayması gibi çok ufak bir nüansla kaybetmişti. O sezon "Chelsea'nin başına kim gelse bu başarılara ulaşabilir" gibi yanlış bir düşünce belirdi Abramovic'te ve kamuoyunda, oysa kendisinin de sölediği gibi O gittiği günden beri sadece geriye gitti Chelsea. Neyse haksız yere gönderilmesinin de hesabını kesmiş sayılır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder