30 Temmuz 2009 Perşembe

Elano mu, şaka mı bu??

Haldun Üstünel Galatasaray'ın transfer vizyonunu 1 değil 10 kademe yukarı taşıdı. Her zaman söylemişimdir, Avrupa piyasasında ekonomik transferde 2 koşul vardır ki yapılması çok zor şeyler değildir; 1- kontratı sezon sonunda bitecek futbolcu ile kulübü 31 Aralık'a kadar anlaşmamışsa bu futbolcu ile bonservis bedeli ödenmeden sezon sonu için anlaşmak, 2- futbolcunun kendisi çok kaliteli olmasına rağmen aynı bölgeye yapılmış olan transferler sonrası bu futbolcunun ikinci plana itilmesi sonucu olarak kulübünün futbolcuyu ucuz maliyetlerde satması..

Elano transferi de 2. maddeye uyan bir transfer oldu. Kendisi Man City'nin yaptığı çılgın transfer atağından sonra İngiliz medyasında yazılıp çizilen ideal Man City 11'ine giremeyecek gibi gözüktükten sonra opsiyonlarını aramaya başlamış demek ki. Ayrıca geçen sezon sonlarında bir radyo programında menajeri Mark Hughes'ı eleştirmesi sonucu 2. plana atıldı desek daha doğru olur. Bir başka sebep de Mark Hughes'un geçen sezon başında göreve gelmesi ve Robinho - Shaun Wright Philips transferleri sonrası sistem değişikliği ile Elano kanatların yedeği gibi görülmeye başlandı. Ona rağmen geçen sezon 20nin üzerinde maçta görev almayı başardı Elano. Bonservis bedeli şu an için açıklanmamış durumda, ama GS yönetimi Deco ismiyle medyanın uğraşmasını sağlarken yine son dakikaya kadar Elano isminin duyulmamasını sağladı ki bence çok büyük başarıdır.

Ben Haldun Üstünel'in yerinde olsam herhalde transfer olacak gibi gözüktüğü zaman o heyecanla en kötü ihtimalle en yakın arkadaşlarıma bahsederdim bu transferden. Tabii ki "aman arkadaşlar aramızda kalsın, yayılmasın bu" gibi klişe muhabbetler dönerdi ama sonuç belli olurdu, 1 gün içerisinde bütün Türkiye duymuş olurdu ismi. Yani isimleri bu şekilde saklayabiliyor olmak çok ama çok büyük başarı..


Biraz da Elano'dan bahsetmekte fayda var. Elano klasik bir Brezilyalı ortasaha futbolcusundan çok farklı. Hem estetik yönü kuvvetli, hem de çok disiplinli, defansa da yardım eden bir futbolcu. O bölgenin sorumluluklarını her anlamda taşıyabilen bir isim. Bu özelliklerinin sayesinde zaten o bölgede çok ama çok önemli isimler olmasına rağmen Brezilya Milli Takımı formasını 34 defa giyebilmiş ve Milli Takım havuzunda her zaman bulunmakta. GS'ın sistemine uyması açısından ve yaş itibariyle de taraftarı heyecanlandıran Deco'dan çok daha verimli olacaktır. 28 yaşında ve bir ortasaha oyuncusu için en verimli dönemleri önündeki bu 4 sene.

Sistem olarak, Rijkaard'ın düşündüğü 4-3-3'teki o hem hücum hem savunma (Xavi-Iniesta) 2 ortasaha oyuncusundan biri çok rahat olabilir, ayrıca dönem dönem oynadığımız 4-2-3-1'deki geçen sezon Lincoln'ün oynadığı 10 numara forvet arkası pozisyonunda da yaratıcılığı, uzaktan şutları sayesinde hücumda en az Lincoln kadar, savunma anlamında ise Lincoln'den kat kat fayda sağlayacaktır. Bu arada, en önemlisi ise GS'ın uzun zamandır sıkıntısını çektiği serbest vuruş sorunu ise çözülmüş durumda.

Bu transferle bence GS hala transferi bitirmedi, bana Lucas Neill da gelecek gibi gözüküyor. Biraz daha bekleyip GS analizimi yapacağım.

Bir kaç tane videosu aşağıda..

http://www.youtube.com/watch?v=6vPMBG0xATs (New Utd'a karşı attığı free kick)
http://www.youtube.com/watch?v=oRfjBJWQwe8 (Serbest vuruşları, golleri, asistleri - sol ayağına dikkat!!)
http://www.youtube.com/watch?v=p9dnCH-tgGw (Brezilya'nın attığı 1.gol)
http://www.youtube.com/watch?v=MKDZwC89ACE (Mükemmel bir röportaj, karakteri ile ilgili çok önemli açıklamalar var -çalışkan, çekingen ve takıma ayak uyduran)

ÖNEMLİ NOT: 7m euro bonservis verilmiş Man City'e. 12m euro'ya almıştı Man City Elano'yu ve 2 sezondur City'de banko oynuyordu, özellikle de ilk geldiği sezon gösterdiği performansla takımın yıldızı ve kurtarıcısı yakıştırmaları yapılmıştı. Çok ama çok büyük transfer.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder