13 Haziran 2009 Cumartesi

Şirinlik muskası


NBA TV'de NBA Live programına denk geldim. 4. maçın kilit anlarına bakıyoruz zırvaları. Her halde Hidayet'i güzel bir övecekler diye bekliyorum. Başladılar Dwight'ı anlatmaya, dominant bir performansla NBA finallerinin blok rekorunu kırmış ama onun kaçırdığı serbest atışla Lakers mucizevi bir geri dönüş başlatmış. Sonra tüm highlightlar Dwight'ın blokları, smaçları, faul atışları. O görüntülerin sonunda Dwight Celtic efsanesi Bill Russell ile muhabbet etmiş, onun görüntüleri. Hidayet'ten bir cümle ile bile bahsedilmemiş.

Sonra düşündüm, Orlando şampiyonluğunda Hidayet ağzıyla kuş tutsa bile MVP'yi ona vermezler. O fiziğiyle bile sayı yapma şansı ancak Hidayet'in ona hareketliyken pas vermesine veya alacağı hücum ribauntlarına bağlı Dwight Howard olurdu MVP. Dwight süper çocuk çünkü, Süpermen kıyafeti giyip smaç şampiyonu da oldu, hep gülüyor suratı, o tam bir yıldız, pazarlama ikonu.

Bireyselliğin Amerika kültüründe yeri büyük, kabul ediyorum. Yıldızlar üzerinden yapılan pazarlamanın son derece mantıklı olduğuna katılıyorum. Fakat yıldız denilen insan da bu kadar kof olmasın. Maçın en kritik anında bile etrafa gülücükler saçmasın. MJ, Lebron, Kobe hatta hiç sevmediğim Iverson gibi topu ısıracak gibi olsun. Başka türlü süper yıldız olma şansın yok çünkü. Acımasız olman, galibiyet için çirkin davranmayı göze alman lazım, ancak o zaman eksikliklerin üstesinden gelirsin.

Bakın Yunan basketbolculara, yerden bir karış yukarı zıplayamayan atletizm özürlü oyuncular Amerika'yı yenmişti 2006'da. Belki bir kere olacak böyle bir şey de, bir kere olması bile mümkün olmamalıydı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder